Pink Floyd

http://tr.wikipedia.org/wiki/Pink_Floyd‘den alıntıdır.

Kuruluş

1964 yılında Syd Barrett (gitar), Roger Waters (bas gitar), Nick Mason (bateri) ve Rick Wright (klavye) tarafından kurulmuştur. Syd Barrettgrup kurulduğunda Sigma 6 olan ismini iki blues ustası Pink Anderson ve Floyd Council‘in isimlerini birleştirerek “The Pink Floyd Sound” olarak belirlemiştir. İlk zamanlar yerel bir kitleye sahip olsalar da kullandıkları görsel efektler ve sahne performansları ile kısa denilebilecek sürede ulusal kitleye sahip olmuşlardır. Kurulduğu zamanlar grupta Bob Klose adlı bir gitarist daha bulunmaktaydı. 5’li “Lucy Leave” ve “(I’m A) King Bee” şarkılarını kaydettiler ancak daha sonra grup bluestan uzaklaştıkça Bob Klose müzikal farklılıklar yüzünden ilk tekli Arnold Layne kaydedilmeden gruptan ayrıldı.

İlk kayıtlar ve ilk albüm

Grubun ilk oluşumundan sonraki kayıtları ve çalışmaları psychedelic rock tarzından oldukça uzaktı. Ve grup o zamanlar ciddi anlamda dinlenen ve de beğeni toplayan Jazz müziğini, alt yapıları olarak benimsedi ve müziklerindeki bateri ve gitar alt yapılarını Jazz akorları üzerine kurarak başarı sağladı. Daha sonra kendilerini geliştirerek kendi müziklerini oluşturdular. Bunun ismi ne jazz ne de psychedelic rock’tı. Bu, dünyada ilk defa diğer müzik türlerinden farklılığını gösteren bir müzikti. Bu Pink Floyd gerçeğiydi. O zamanlar tüm dünya Pink Floyd’u konuşuyordu. Müzik otoriteleri bile ne yorum yazabileceklerini bilmiyorlardı.

Grup “psychedelic rock” tarzları ve görselleri çok iyi kullandıkları konserler ile Londra yer altının en önemli gruplarından biri haline gelmişti. 1966’da daha bir firmayla anlaşmamışken gazeteci Peter Whitehead’ın çektiği Tonite Let’s All Make Love in London belgeselinde şarkılarıyla yer aldılar.

1966’da ilk kez bir müzik şirketiyle anlaştılar. 1967’de Arnold Layne single’ı ile müzik dünyasına girdiler. 20. olan bu single’ı See Emily Play takip etti. Şarkı 6. olmuş ve grubu ünlü program “Top of the Pops”‘a çıkartmıştır. İlk albümleri The Piper at the Gates of Dawn bir şarkı dışında tamamen Barrett imzalıydı. Albüm İngiltere‘de büyük bir başarı kazandı. Amerika’da albüm çok iyi satmasa da grup Jimi Hendrix ile beraber turneye çıkıp kendini tanıttı.

Syd Barrett’in ayrılışı

Kompleks bir sound’a sahip bu albümden sonra Syd Barrett ruh sağlığını gittikçe kaybediyordu. Stüdyolara katılmayan, konserlerde iyi performans göstermeyen Barrett’in yanında grup elemanlarının arkadaşı David Gilmour da gitara alındı. A Saucerful of Secrets grubun beş kişi ile yayınladığı tek albümdür. Ancak Barrett, sadece Jugband Blues adlı şarkıyı yazmış ve Remember A Day’de gitar çalmıştır. Sorunlarının artmasıyla sadece söz yazarı olarak grupla anlaşan Syd daha sonra gruptan ayrılmıştır.

Yeni Pink Floyd, grubun beyni Barrett’ten sonra kendilerini bulmak için stüdyoda uzun zaman geçiriyordu. Grup zaman zaman Careful With That Axe, Eugene gibi uzun ve deneysel şarkılar üzerinde çalışıyorlardı. Vokalleri ise Waters, Gilmour ve Wright üçlüsü değişerek yapıyorlardı. Grup 1969’da More filminin soundtrack’ini yaptılar. Albümde daha önceden yaptıkları bestelerin yanında film için özel besteler yaptılar.

Pink Floyd 1969’da ilk iki LP’lik albümleri Ummagumma‘yı çıkarmışlardı. İlk LP’si 4 tane canlı performanstan ikinci LP ise grubun solo çalışmalarından oluşmuştu. İkinci disk’te bulunan solo şarkılardaki psychedelic özellikler hem dinleyiciler hem de eleştirmenler tarafından çok başarılı bulunmuştu.

Pink Floyd’un yükselişi

1970’de Atom Heart Mother yayınlandı. Grup albümün ilk şarkısını 23 dakikalık bir beste olan “Atom Heart Mother”ı bir orkestrayla kaydederek oluşturmuştu. Grubun üç elemanının da solo eserleri ve bir tane daha deneysel parçadan oluşan albüm Floyd’un o dönem en çok satan albümü olmuştu. Grup üyeleri daha sonra bu albümü beğenmemiş olsalar bile deneyselliği, ses efektleriyle Pink Floyd ile bütünleşecek elementlerin bulunduğu ilk albüm olmuştu. Floyd albümün başarısıyla ilk Amerika turnelerine çıkmıştı.

Grup 1971’de ilk dönemlerini anlatan Relics albümünü çıkardı ve Zabriskie Point albümüne şarkılar verdi. Aynı yıl içinde bulunan “Echoes” parçasıyla dikkat çeken Meddle yayınlandı. Ses efektlerin daha da dikkat çektiği albüm, grup tarafından da grupça çalıştıkları ilk albüm olarak görülmüştü. Albüm İngiltere listelerinde 3 numaraya kadar çıktı.

1972’de çıkan Obscured By Clouds, “La Vallee” adlı filmin film müziğiydi. Albüm bir önceki Meddle’a göre daha sade olmasıyla dikkat çekiyordu. Albüm eleştirmenler tarafından çok beğenilmese de ilk kez Amerika listelerine ilk 50’den giriyordu. Free Four şarkısı ise Amerika’da bir hit haline geldi. Şarkı daha sonra çok konu olacak Roger Waters‘ın babasıyla ilgiliydi. Albüm Waters gruptan ayrılana dek David Gilmour’un son yazdığı sözleri içeriyordu.

Dark Side Of The Moon

1973 yılında çıkardıkları Dark Side Of The Moon adlı albüm 40 milyondan fazla satarak dünyanın en çok satan ikinci rock albümü olmuştur. Bu albümle beraber grubun basçısı Waters’ın grupta egemenliği daha ön plana çıkmıştır. 1969’dan beri İngiltere’de single yayınlamayan Pink Floyd bu albümden Money şarkısını yayınlamış ve bir numaraya oturmuştur.

Albüm diğer Pink Floyd albümlerine göre büyük farklılıklar içeriyordu. Saksafon kullanımı ve Wright’ın piyano stili bazı parçalara bir caz havası katıyordu. Albümde bayan vokalistler yer alıyordu. Grup elemanları arkadaşlarıyla günlük hayatın sorunlarını tartışmış ve bu kaydettikleri ses kayıtlarını albümde kullanmıştı. Şarkıların da her biri arı bir konuya odaklansa da albüm bir konsept olarak insan hayatını temel alıyordu.

Albümün başarısı A Nice Pair (İlk iki albümün birlikte olduğu bir toplama), Syd Barrett (Barrett’in iki albümünün beraber olduğu bir toplama) ve Pink Floyd: Pompeii Konseri gibi materyallerin yayınlanmasına neden oldu. Bu toplamalar Pink Floyd‘un ilk dönemlerini de yeni dinleyicilere daha yakından tanıttı.

Wish You Were Here

1975’te Wish You Were Here piyasaya çıktı. Albümde yer alan Shine On You Crazy Diamond ve Wish You Were Here Barrett‘ın anısına yapılmıştır. “Shine On You Crazy Diamond” içindeki slide guitar ve psychedelic havayla Barrett günlerine bir gönderme yapıyordu. Şarkının sonunda Rick Wright See Emily Play‘den bir bölüm çalıyordu. Diğer şarkılar ise müzik endüstrisine karşı bir eleştiriydi.

Albüm kayıtları sırasında Syd Barrett stüdyoyu ziyaret etmişti ancak grup elemanları fiziksel olarak değişmiş Syd Barrett’i tanımamışlar, tanıyınca da gözyaşlarına boğulmuşlardı. Ona besteledikleri şarkıları dinletmişlerdi ve daha sonra Barrett stüdyodan ayrılmıştı. Bu grubun Barrett’i son kez gördüğü andı.

Roger Waters dönemi

Bu albümden sonra Pink Floyd çalışmalarına iki yıl ara verdi. 1977‘ de yine bir Harvest yapımı olan Animals‘ı piyasaya çıkardılar. George Orwell’in ünlü eseri Hayvan Çiftliği’ne nazireten, çeşitli kişilik yapılarının birer hayvan olarak sembolize edildiği albüm oldukça ilgi çekti. Bir Gilmour / Waters şarkısı dışında her şarkı Roger Waters’a aitti. Aynı yıl haziran ayında bir ABDturu yaptılar. Turnede albüm kapağında da kullandıkları büyük domuz da konserlere çıkıyordu.

Turnede bir hayranıyla kavga eden Roger Waters kafasında seyirciyle kendisinin arasına bir duvar örme düşüncesini yaratmıştı. Daha sonra konsepti geliştirerek bir insanın tüm insanlara karşı olması olarak büyütmüştü. Animals‘ ın ardından 1979 yılında piyasaya çıkan The Wall bu konuları işleyen Pink Floyd’un bir diğer önemli albümüdür. Bu albümde “Pink” adındaki bir karakterin doğumundan itibaren olan süreç incelenmiş, savaş, babaya duyulan hasret, eğitim sistemi, aldatma gibi konular işlenmiştir. Aynı ismi taşıyan bir filmi de vardır.

Albümün kayıtları sırasında Waters egemenliği eline almıştı. Albümde olması gerekenler yüzünden grup elemanlarıyla kavga ediyordu. Özellikle albümde Rick Wright‘ın katkısı çok azdır. Tüm bu kavgalara rağmen Another Brick In The Wall (Part 2) ve Comfortably Numb gibi şarkılar büyük başarı kazanmıştı. Albüm kayıtları sonrası Wright gruptan ayrılmış ancak konserlerde bir turne müzisyeni olarak çalmıştır.

1983‘te, The Wall‘dan artan parçalar ile yapılan The Final Cut, aynı zamanda grubun bir kriz içerisinde olduğunun açık göstergesi olmuştur. Roger Waters‘ın, Rick Wright‘ın albümde çalmasına izin vermemesi ve Nick Mason‘ın albümdeki bazı parçalarda çalmasını istemeyişi sonucu kavgalar yaşanmış, David Gilmour da sadece tek parça seslendirmiştir. Gilmour, Waters’a albüm için besteler yapabilmesi için albümü geç yayınlamasını teklif etmiş ancak Waters bunu kabul etmemiştir.

Albüm savaş karşıtı bir albümdü ve bir çok yönden The Wall albümünü hatırlatıyordu. Albüm eleştirmenler tarafından beğenilse de diğer Pink Floyd albümleri kadar iyi bir satış başarısı kazanamadı. Albümün turnesi de yapılmadı ve grup elemanları solo çalışmalar için Pink Floyd’dan bir süre uzak kaldılar. Bir süre sonra Roger Waters ile David Gilmour arasındaki anlaşmazlık sonucu Roger Waters grubu dağıttığını açıkladı. Ancak David Gilmour Pink Floyd adını devam ettirmek istedi ve davayı kazandı.

David Gilmour dönemi

1983‘ten sonra 1994‘e kadar grup elemanlarının solo albümleri yayınlamakla beraber, 1987 yılında Roger Waters olmadan yaptıkları ilk albüm olan A Momentary Lapse of Reasonpiyasaya çıktı. Ancak Roger Waters‘ın grubu dava edeceği yönündeki tehditleri sonucu, albümde Pink Floyd adı altında sadece David Gilmour ve Nick Mason çalmış, Rick Wright ise albümde çalan diğer sanatçılar arasında gösterilmiştir. Albümde dışarıdan bestecilerle beraberle çalışılmış ve grup bu yüzden eleştirilmişti.

Grup 1992’deki La Carrera Panamericana filmi için Dark Side of the Moondan bu yana ilk kez beraber beste yaptılar. 1994‘te David Gilmour, Wright ve Mason The Division Bell albümünü yayınladılar. Bu albüm çıkışından iki hafta sonra ABD‘ de 1. sıraya yükseldi. Şarkı sözlerinin çoğunu Gilmour karısı Polly Samson ile yazmıştı. Pink Floyd aynı yıl içinde iki CD‘den oluşan P•U•L•S•E adlı konser albümünü çıkardı. 1995’te ise “Marooned” ile tek Grammy ödüllerini kazandılar.

Son çalışmalar

Grup 1996’da “Rock ‘N Roll Hall of Fame”e girmeye hak kazandı Törende Roger Waters bulunmadı. 2000’de Is There Anybody Out There? The Wall Live 1980-81 konser albümü ve 2001’de best of Echoes yayınlandı. 2003’te Dark Side of the Moon yeniden yayınlandı. 2004’te ise Nick Mason “Inside Out” isimli Pink Floyd kitabını yazdı.

Gilmour, Mason ve Wright 2003’te ölen menejerleri Steve O’Rourke için birleşip “Fat Old Sun” ve “The Great Gig In The Sky”‘ı cenazede çaldılar. 1981 yılındaki Earls Court (Londra) konserinin ardından bir daha sahnede birlikte görülmeyen grubun orijinal kadrosu ise 2 Temmuz 2005 tarihinde Londra Hyde Park‘ta düzenlenen Live 8 yardım konserlerinde bir araya geldi ve “Breathe”, “Money”, “Wish You Were Here” ve “Comfortably Numb” parçalarını canlı olarak çaldı.

Grup 2005’te “İngiltere Hall of Fame”e girmeye hak kazandı. Gilmour ve Mason orada bulundu. Wright ameliyat olduğu için katılamazken, Roger Waters Roma’da olduğu için videosuyla törene katıldı.

Grup kurucularından Syd Barrett, 7 Temmuz 2006’da hayatını kaybetmiştir. 2007’de ise onu anma konserinde Roger Waters sahne almıştır, konserin sonunda ise sürpriz olarak Gilmour, Mason, Wright Arnold Layne‘i çalmışlardır. Gecenin son şarkısında tüm konuklar beraber “Bike”ı söylemişlerdir ancak Roger Waters, diğer Floyd üyeleriyle sahneye çıkmamıştır. Grubun piyanisti Richard Wright da 15 Eylül 2008 tarihinde yaşamını yitirmiştir.

Syd Barrett ve Roger Waters’tan sonra grubun üçüncü lideri olarak nitelendirilen David Gilmour gelen turne tekliflerini “Artık yaşım ilerledi. Pink Floyd’un stüdyo ve turne stresini kaldıramam” diyerek geri çevirmektedir. Bu açıklama, bir bakıma Pink Floyd’un ebedîyen dağıldığını ve bir daha birleşmeyeceğini göstermektedir.

Diskografi

Stüdyo Albümleri

Single’lar

Film müzikleri

Toplamalar

Konser albümleri

Filmler

Leave a comment

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Create a free website or blog at WordPress.com.

Up ↑